Yaklaşık 2 yıldır atamalar nedeniyle gündemden düşmeyen Boğaziçi Üniversitesi yeni bir krizle karşı karşıya.
Deprem riski nedeniyle yurtların yeniden yapılması veya güçlendirilmesi için 1. Kilyos, Kilyos Otel, Superdorm, 1. Kuzey, 2. Kuzey olmak üzere beş yurdun öğrencilere barınma hizmeti vermemesi sebebiyle ‘açıkta kalan’ öğrenci sayısı beklenenden çok daha fazla oldu.
Okul yönetimi yurt krizini çözebilmek için ise kulüp odalarının daha önce Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği’ne ait olup boşaltılan BÜMED binasına taşınmasını planlanıyor.
Kulüp yöneticileri ve öğrenciler ise en fazla 100 – 150 öğrenciye sağlanacak yurt kapasitesi için Boğaziçi Üniversitesi kulüplerinde faaliyet yürüten 6 bini aşkın öğrencinin mağdur edilmesini adil bir durum ve verimli bir çözüm olarak görmüyor.
Kulüp odalarının taşınma kararına karşı, üniversitede bulunan 43 kulübün imzasıyla ortak bir bildiri de yayımlandı. Bildiride üniversite öğrencilerinin sosyal, sportif, kültürel faaliyetlere eşit bir şekilde ulaşma hakkı olduğu, bu çalışmaların akademik ortama katkı sağladığı, bu nedenle kulüplerin üniversitenin merkezinde bir konumunda olması gerektiği belirtiliyor.
Kararın öğrenci katılımı sağlanarak yeniden değerlendirilmesi için kulüpler adına dilekçe de verildi. 4 Ağustos tarihli dilekçe yanıtında kulüplerin taşınmaya yönelik itirazı kabul edilmedi. Yaşananları ve öğrencilerin itirazlarını Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Dekanı Hasan Umat’a da sorduk ancak geri dönüş alamadık.
‘KAYYUM YÖNETİMİ ÖĞRENCİLERE DANIŞMADI’
Söz hakkını kullanan kulüp yöneticileri ve öğrencileri ise yaşananlara tepkili.
Sorularımızı yanıtlayan Oyun Kulübü Yönetim Kurulu’ndan Bulut Güner, ‘’Kulüpler şu anda yurt krizi bahane edilerek odalarından atılmak isteniyor’’ dedi.
‘’Kayyum yönetim bu kararı alırken öğrencilere asla danışmadı ve ne kadar karşı çıkarsak çıkalım bizi dikkate almadı’’ ifadelerini kullanan Güner sözlerine şu şekilde devam etti:
‘’Boğaziçi etik kurallarına karşı gelindiğini açıklayan ve tüm kulüpler tarafından imzalanan dilekçemize de baştan savma bir cevap verdiler. 1. Erkek Yurdu’nun altındaki odalarda toplamda 27 kulüp var ve bu kulüplerin üye sayısı 6 bin civarında. Bunların arasında folklor, tiyatro, Türk müziği gibi alanlarda sanatsal faaliyetler yürüten kulüpler de var, kutu oyunları, briç ve satranç gibi konularla ilgilenen hobi kulüpleri de var, sosyal hizmetler ve edebiyatla ilgilenen fikir kulüpleri de var, kariyer kulüpleri bile var. Okul yönetimi bunların hepsini, faaliyetleri için uygun olmayan bir alana sürmek istiyor.”
’OKUL YÖNETİMİ KULAK TIKIYOR’
Öğrenciler önceki gün Öğrenci Dekanı Hasan Umut ile konu üzerine bir toplantı daha gerçekleştirdi ancak yine istedikleri sonucu alamadı.
Gerçekleştirilen toplantıya yönelik Güner, ‘’Dün dekanla bir görüşme gerçekleştirildi ancak hiç de verimli geçtiği söylenemez. Zaten dekanla son 2-3 aydır pek çok görüşme gerçekleştirdik ancak hiçbiri verimli geçmedi. Okul bizi bir toplantı salonuna topluyor, bize kendi planlarının ne olduğunu anlatıyor; biz bu planların neden işlemeyeceğini söyleyip kendi önerilerimizi sunduğumuzda ise kulaklarını tıkıyor. Önceki gün de aynısı oldu, defalarca okula anlatmaya çalıştığımız şeyleri bir kez daha anlatmaya çalıştık ancak karşımızda yine öğrencinin fikirlerine hiçbir şekilde önem vermeyen bir okul yönetimi vardı. Kulüplerin BÜMED binasında işlevsizleşeceğini yine söyledik, faaliyetlerimiz için uygun olmadığını ve taşıma ve depolama sırasında kulüp eşyalarına gerekli önem verilmezse bazı arkadaşlarımızın gezilerde ölebileceğini belirttik ve bir kez daha bir kulaklarından girip diğerinden çıktı dediğimiz her şey’’ diye konuştu.
Barınma sorununa okul yönetiminin sunduğu tek çözümün şu anda kulüp odalarını yurda dönüştürerek 100 – 150 kişilik ekstra bir kontenjan yaratmak ve halihazırda hizmet verecek yurtlardaki odalara daha fazla öğrenci koymak olduğunu belirten Güner, ‘’Zaten kötü şartlar altında kalan öğrenciler böyle olunca daha da zorlanacak yurt hayatında. Ayrıca okul yönetimi kulüp odalarından bazılarına 12-15 öğrenci koymayı planlıyor, bu alenen Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’ne aykırı. Yani yasaya aykırı’’ ifadelerini kullandı.
Güner’in sözünü ettiği Yükseköğrenim Özel Barınma Hizmetleri Yönetmeliği’nin 27’nci Maddesi 3’üncü fıkrasına göre yurtlarda, pansiyonlarda ve apartlardaki öğrenci odalarında en fazla altı öğrenci barınabiliyor.
Ancak üniversitenin 2023 – 2024 akademik yılı yurt ücretleri tablosuna bakıldığında 8, 9, 12, 15 kişilik odaların olduğu görülüyor.
ÖĞRENCİLER HANGİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ SUNUYOR?
Öğrencilerin krize karşı sunduğu ve sorunu kökten çözecek bir sürü çözüm önerisi olduğunu belirten Güner sözlerine şu şekilde devam etti:
‘’Okula ait Uçaksavar lojmanının depreme dayanıklı D bloğunun kriz süresince öğrencilere hizmet vermesini önerdik ancak bu önerimiz lojmanın yıkılacağı ve yerine daha büyük bir lojman inşa edileceği sebebiyle reddedildi. 7.8 büyüklüğündeki bir depreme karşı dayanıklı olduğu söylenen Superdorm yurdunun güçlendirilmesinin bir yıl süresince, diğer yurtların inşaatı bitene kadar, ertelenmesini talep ettik, bu önerimiz okulun güçlendirme projesi için bütçe çıktığı ve ertelenemeyeceği sebebiyle reddedildi. Okulun geçici konteyner yurtlar yaparak krizden dolayı açıkta kalan öğrencileri buralara yerleştirilmesini talep ettik, ‘zamanında yetişmez’ diyerek reddettiler. En son aşamada gerçekten çok basitçe yurttan attıkları ve hiçbir alternatif sunmadıkları öğrencilere en azından maddi destek vermelerini önerdik ancak bunu da şu aşamada geçiştiriyorlar. Kısacası öğrenciler sokakta mı kalmış, depreme dayanıksız 2 bin liralık yurttan öğrenciler çıkmış da 10 bin liralık depreme dayanıksız evlere mi gitmiş, maddi durumu yeterli olmadığı için eğitimini yarıda bırakmak zorunda mı kalmış; hiçbiri okul yönetiminin umurunda değil.”
KULÜPLER İÇİN ÖNERİLEN BİNA ‘’BÜMED’’
Kulüp odalarının taşınması ön görülen yerin eski mezunlar derneği binası, eski BÜMED binası olduğunu belirten Güner, ‘’Bu bina Güney Meydan’dan uzak bir lokasyonda ve kulüp aktiviteleri için yeterli alana sahip değil. 27 kulübün paylaşabileceği en fazla 12 oda var ancak bu odaların yapısı asla şu anki odalarımız gibi uygun değil’’ dedi ve ekledi:
‘’Okul yönetimi kulüplerin yeni odalarda ihtiyaç duyacakları koşulları sağlamaktan kurtulmak adına bize orada oda vermiyor. Oradaki 12 odayı etkinlik alanı olarak kullanmamızı söylüyorlar. Yani orada hiçbir kulübün kendine ait bir odası olmayacak, kendi ihtiyaçlarımıza göre şekillendirebileceğimiz bir alan yok. Fotoğrafçılık kulübünün mesela bir karanlık odaya ihtiyacı var, mağaracılık kulübünün eşyalarını saklayacak rutubetsiz ve nemli olmayan bir ortama ihtiyacı var, radyonun podcast çekimleri için ses yalıtımlı bir odaya ihtiyacı var. Okul bunların hiçbirini sağlayacağı sözünü şu anda vermiyor. Taşımanın okul yardımıyla kulüpçüler tarafından yapılması gerektiğinin belirtmesine rağmen okul yönetimi taşımanın kendileri tarafından yapılacağını ve kulüpçülerin yalnızca tavsiye verebileceğini belirtti. Bu özellikle ekipmanları riskli ortamlarda kullanılacak doğa sporları kulüpleri için çok büyük sorun teşkil ediyor. Ben kulüp odalarının taşınması ilk gündeme geldiğinden beri dağcılık kulübünün; malzemelerinin saklanma koşullarının ve taşınma şeklinin çok kritik olduğunu; bu malzemelere herhangi bir zarar gelmesi durumunda geziye gittiklerinde kulüpçülerin ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalacaklarını anlatmasını dinliyorum. Ancak belli oluyor ki okul dinlemiyor. Okul ne öğrencilerin yurtsuz kalmasını ne de dağda, mağarada ölme tehlikesini umursuyor; önünde sonunda bir öğrencinin hayatı kayyum Naci İnci için bir başsağlığı e-mailinden ibaret.”
‘OKUL KÜLTÜRÜ ZEDELENİYOR’
İsmini güvenlik gerekçesi ile saklı tuttuğumuz bir kulüp öğrencisi ise bu kulüplerin öğrenciler için ne ifade ettiğini şu şekilde özetledi:
“Boğaziçi Üniversitesi köklü bir kültüre sahip bir üniversite. Bu kültüre ait olan şeylerden biri de kulüpler. Robert Kolej zamanından beri köklü bir kültüre ve çalışma yapısına sahip olan kulüpler çalışmalarını deneyim aktarımını esas alan bir perspektifle devam ediyor. Okulda yıllardır kulüpçülük yapan bir birey olarak her yıl üretim yapmak, üretim yaptığım insanlarla arkadaşlıklar kurmak akademik yaşantımın yanında beni geliştiren bir unsur oldu. Kulüpçülük çalışmaları sayesinde yaşadığım üniversitenin hem kültürüne dahil oldum hem kültürünü aktardım hem de kültürüne katkı sağladım.”
Yaşanan gelişmelerin okul kültürünü zedeleyen bir noktada olduğunu belirten öğrenci, ‘’Kulüpler okulun öğrenciler tarafından aktif bir şekilde işletilen nadir kurumlarından. Kulüpçü öğrenciler bu kültürü gönüllü bir şekilde devam ettirmeye çalışırken okulun aldığı kulüp odalarından öğrencileri çıkarma kararı kulüpçülük kültürüne zarar veren bir noktada’’ diye konuştu.
Kulüplerin yerleştirilmek istendiği BÜMED binasının imkanlar açısından kulüp kültürüne zarar vereceğinin altını çizen öğrenci, ‘’Şu an kulüplerin kendisine ait bir odası varken ve burada çalışmalar yürütürken yeni binada rezervasyon sistemiyle etkinlik yapmamız öneriliyor. Eşyalarımızı depolayacağımız yer bir bodrum ve eşya depolamaya uygun değil. Tüm bu hamleler ve plansız taşınma programı uzun vadede okulun kulüpçülük kültürünü eritecek bir noktada’’ ifadelerini kullandı.